Bayındır: “Bu Güzelliği Yok Etmeyelim!”

Bayındır: “Bu Güzelliği Yok Etmeyelim!”

 Beyşehir Belediye Başkanı Adil Bayındır, kış mevsimine girilmesine rağmen su seviyesinin düşmesi sonucu kıyıları onlarca metre çekilen, derinliği giderek azalan Beyşehir Gölü’nü besleyen ana kaynaklarının korunması çağrısında bulundu, “Beyşehir Gölü’nün ana kaynaklarını öldürmeyin, bu güzelliği yok etmeyelim”dedi.
Başkan Bayındır,  basın mensuplarıyla biraraya geldiği basın toplantısında, göreve geldiği günden bu yana tamamlanan, devam eden ve üzerinde Belediye olarak çalıştıkları projelere ilişkin bilgiler verdi,değerlendirmelerde bulundu.
Toplantıdaki konuşmasında bu yıl yaşanan şiddetli kuraklıktan çok etkilenen Beyşehir Gölü’nün su seviyesi ile ilgili yaşadığı sorunlarına da değinen Bayındır, “Beyşehir Gölü’nün kaynaklarını geliştirip, zenginleştirmek zorundayız.”ifadelerine yer verdi.
“GÖL ÇEKİLİYOR...!”
Beyşehir Gölü’nün dünyada içilebilir niteliğindeki sayılı göllerinden bir tanesi olduğuna dikkati çeken ve yaşanan sorunların sadece Beyşehir ve Konya’nın değil, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde yaşayan herkesin sorunu olduğunun altını çizen Bayındır, “Şimdi bir grup aşağıdan bağırıyor, ‘suyu salın’; saldık… Eşik kotuna geldi, e gölü yırtalım, e sonra nereye gidelim, Yılanlı Adası’na kadar mı gidelim. Göl çekiliyor.”diye konuştu.
“BU GÖLÜ KONYA SAVUNMALI, ÇİFTÇİMİZ DE SAVUNMALI”
Beyşehir Gölü’nü Beyşehir kadar Konya’nın ve tarımsal sulama için su kaynaklarından istifade eden çiftçilerin de savunması gerektiğini vurgulayan Bayındır, “Bu gölü Konya savunmalı, o tarımda su bekleyen benim değerli ziraatcim, çiftçim savunmalı.
Bu kıyılar, şu adacıklar çıkmaya başladı mı, ‘eyvah’ deriz biz. Şurada 300 metre kıyıda balçık batak oluşmaya başladı mı, derken kurak, çatlayan topraklar Beyşehir Gölü’nün hak ettiği yer değildir.”dedi.
Beyşehir Gölü etrafına geçmişte yapılan gölet ve barajların gölü besleyen ana kaynaklarını olumsuz etkilediğini vurgulayan Bayındır, bu yüzden yeni yapılan ya da yapılacaklara da karşı olduklarını belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“PINARGÖZÜ MAĞARASI’NDAN ÇIKAN O DEVASA DÜDENLE GELEN SUYU HANGİ AKLA HİZMET EDEREK GÖLET YAPTIK?”
“Demek istediğim; değerli dostlarım Konya’da su bekleyen tarımla uğraşan  vatandaşlarımıza sesleniyorum. Bu Beyşehir Gölü’nün Isparta’nın Yenişarbademli ilçesindeki Pınargözü Mağarası’ndan çıkan o devasa  düdenle gelen suyu hangi akla hizmet ederek gölet yaptık, önüne niye bent çektik? 
 Bu göle geliyordu su ve bu bizim tepelerimiz, dağlarımız,  Anamas’a dağ dediğimiz için biz bu Konya boğazındakilere tepe diyoruz. Onların güzergahlarında Beyşehir Gölü’ne gelen su ağızlarına niye, bugün için söylemiyorum, bunu bizim dediğimiz saydığımız hükümetler  döneminde de yanlış yapılıyordu. 
Bu konuda rahmetli Sayın Demirel’e de söyledik, ‘yapmayın bunları’ dedik, ‘gölet yapmayın, Beyşehir Gölü’nün ana kaynaklarını   öldürmeyin, bu güzelliği yok etmeyelim’ 
“BUHARLAŞMA KAYIPLARI DA HESAP EDİLMELİ. GÖLÜ DOLU DOLU GÖRMEK İSTİYORSAK KOTU 1122.90’LARDA BIRAKMALIYIZ”
Ama, Beyşehir Gölü’nü dolu dolu görmek istiyorsak 1122.90’larda bırakmamız lazım. Çünkü sulanacak alan çoğaldı, vahşi sulama yöntemleri  çoğaldı, bizim kıyılarımızda  suyumuzun 200-300 metre  düşmesinin altında yatan  sebep; bizim gölümüz şu an 1121.50’lerde, Kültür  ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu diyor ki; ‘Beyşehir Gölü’nün kıyı  dokusunu koruması için, ama bu laf mart ayı için söylenmemiş, eylül ayı için de söylenmemiş,  aralık ayı için de söylenmemiş. 
Diyor ki 1122.40.  Anlamı 1122.40’ı  koruyacak  buharlaşma programını da hesap edin de ağustos ayının sonunda,  eylül ayının ortasında, ekim ayının ortasında  Beyşehir kıyılarında en az 30 santim su olsun, olmuyor… 
Beyşehir kıyılarında 1123.40 olursa 60-70 santim su olur,bunu söylüyoruz, demek istediğimiz hep beraber Beyşehir Gölü’nün kaynaklarını  geliştirmek, zenginleştirmek zorundayız”
Beyşehir Gölü’nün dünya çapında içilebilir niteliği olan 10-15 gölden bir tanesi olduğunu ve geçmişte devlet olarak Ramsey Anlaşması’na hep birlikte imza attıklarını da vurgulayan Bayındır, şunları kaydetti:
“Ramsey Anlaşması’nın  bir sözü de odur; anlaşmaya imza attık hep beraber. Bu  içilebilir niteliği olan suların korunmasıyla ilgili bir devletlerarası, uluslararası bir imzadır. Elbette sulu tarım için çok suyumuz oluyorsa vermekten yanayız, ülke ekonomisine katkı sağlarsak gurur duyarız”.